24 Eylül 2016 Cumartesi

Gezi Stajı - 1.gün

BOLOGNA
İlk gün Bologna Havaalanı'nda inince günü otele gidip yerleşmekle harcamayalım, Bologna'yı da gezelim dedik. Önceden hazırlığımız olmadığı için çok verim aldığımızı söyleyemem ama sonunda iyi ki gezmişiz dedim çünkü birbirine bu kadar yakın olmalarına rağmen Floransa'dan çok daha farklı bir silüeti vardı Bolonya'nın. Avrupanın en eski üniversitesi Bologna Üniversitesine ev sahipliği yapan Bologna İtalya'nın refah düzeyi yüksek şehirlerindenmiş. Bu sokaklarda gezerken de anlaşılıyor zaten. 
 Kızıl Şehir olarak da bilinen Bologna bu tabiri  neredeyse bütün binaların kızıl tuğlalı olmasından almış. Bolonez sos da, kırmızılığından olsa gerek, adını bu şehire borçlu.

 Bolonya ortaçağ mimarisi örnekleriyle dolu bir şehir. Binaların çoğu işlemelerle hatta gerçek boyotlu insan heykelleriyle süslü. 
                                         

Binalar bitişik nizamda yapılmış. Birbirlerini takip ediyorlar. Yenilendiği belli de olsa aynı atmosferi hep korumuşlar.


Biz çok zamanımız olmadığı için tren istasyonundan çıkınca meydandan bir caddeye girdik ve Piazza Maggiore, yani Neptün Çeşmesi'nin olduğu meydana doğru yürümeye başladık. Cadde boydan boya arkad kaplıydı. Bu bizim gittiğimiz sıcak havada güneşten ya da yağmurdan etkilenmemek için ne kadar avantaj da olsa; zaten çok geniş olmayan caddelerde ileriyi görmek ya da sokağa geniş bir açıyla bakmayı çok zorlaştırıyor. Fotoraf çekmek için yola çıkmak zorunda kaldık çok kez.


Meydana yaklaştığımızda küçük bir alanda alanında İstanbul'dan aşina olduğumuz poster, plak, kitap satılan küçük bir pazar kuruluydu.
Meydana ulaştığımızda maalesef neptün çeşmesinin etrafı kapalıydı bakım nedeniyle sanırım.Çevresine iskele kurup örtmüşler, göremedik.

Treni kaçırmamak için koşarak geri dönerken en çok yanından geçtiğimiz Parco Della Montagnola 'nın içine girememek beni üzdü. Dışında beyaz mermerden muhteşem heykeller vardı. Hemen yanında da tuğla örgü duvar kalıntıları vardı çözemediğim ama şehire çok yakışan.

Sanırım Bolonya'da kırmızı dışında ruhsat vermiyolar çünkü tek tük gördüğüm yeni, modern binalar bile kırmızı kiremit renkliydi.
Son olarak bolonya'daki bisiklet yoğunluğu beni çok şaşırttı. Öyle ki meydanlarda yüzlerce bisikletlik park yeri yapılmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder